Aslan,kurt ve tilki ava çıkmışlar. Birçok hayvan avlayıp dönmüşler.Aslan,kurda “Haydi, şunları pay et “ demiş .
Kurt avları üç eşit parçaya bölmüş.
Aslan kükremiş:“Hani ulan benim aslan payım ?” Kurt şaşırmış:
Ne aslanpayı ?
Avları beraber yakalamadık mı ?
Herkes hakkına razı olmalı.Üçümüz eşit paylaşacağız ?Sosyal adalet bunu gerektirir.”
Sosyal adalet ha “diye kükreyen aslan, o kızgınlıkla atılıp bir pençede kurdu öldürmüş ve tilkiye dönerek ,
“Hadi sen pay et avları” demiş
Tilki ellerini ovuşturmuş :
“Aman efendim , siz ormanlar kıralı hayvanlar padişahı dururken pay etmek ne haddimize ?
Hepsi sizin .Buyurun afiyetle yiyin!
Aslan hayretle sormuş:“Sen bu sosyal adaleti ne zaman öğrendin .?
Tilki boynunu bükmüş :
“Kurdun akıbetini gördükten sonra
Oysaki emek gücünün sömürüsü uzun yıllardır gündemden hiç düşmedi. Yıllardır direniş bilinci, dünyanın birçok ülkesinde ve bizde sayısız bedeller verdi, halende veriyor. Sınıfın tek korktuğu istihdam kurbanı; yani sonu kurdun akıbetine benzemesi. Üretimde ki adalet tüketim adaletiyle özdeşleşmeyen bu katı tutum emekçinin yaşam kalitesini her gün daha yaşanmaz bir çile haline getiriyor.
Tüketimdeki pahalılık ve bütçe açıklarını vergi borcu olarak halka yansıtılması en klasik geleneklerden biri. Verdiğini bu yolla tahsil eden yüce devlet yöneticileri, yani hükümet, halktaki güveni yerine güvensizlikle beraber farklı arayışlara götürmekte. Ülkemizde halen tam anlamıyla bu emek halkası bir bilince oturtulmaması emek bilincinin önünü tıkayan devlet, halkını anlamamasından kaynaklanıyor.Ucuz ücret sömürüsün de istihdam sahiplerini desdekleyen hükümet,işçisini,çiftçisini, alın teriyle helal kazanç elde etmek isteyen vatandaşını unutuyor ve hakkını isteyenleride direnişlerde coplamaktan da kaçınmıyor.
Sosyal devlet yaşamasını biliyorsa yaşatmasını da bilmeli. Bir şeyler imar ettiğini sanan, yıktıklarını da görmeli. Her şey seçim arenalarında atılan vaatlerle sınırlı olmamalı. Vaadler deyince nede atılıp tutulurdu.
Milletvekilliği dokunulmazlıklarını kaldırmaktan,yolsuzlukları önlemekten bahseden,iki anahtar vaatlerinden bulunanlar, araba dağıtacaklarını söz verenler bunla da kalmayıp kendilerine oy vererek cenneti garantileyeceklerini söyleyenler vardı. Ne kadar atıp, tutarsa o kadar makbul.Gerçi atmak, tutmak son dönemler de en itibar gören ilke.
Hal böyle olunca da bir şey değişmiyor ve gelen gideni aratıyor.Ne dokunulmazlıklar,ne yolsuzluklar, ne de iki anahtar hepsi hayal ve yalan oluyor.
Öyle bir demokrasi düşünün ki toplumsal dengelerde hiçbir değişim getirmiyor. Ama kişiler arası dengelerde fark ucurum oluyor.Zengin, zenginliğine zenginlik katıyor.Fakir ise gittikce fakirleşiyor.Hal böyle olunca Havuzlu villalarda, ülkenin hem efendisi hem de sahibi oluyorlar. Kendilerini eleştirmek demokrasinin işlemediği alan; öz eleştiri isteği yasak.
Temelinden yaralı milletin değer yargıları yıpratılmış. Bir kültür yozluğuyla, yandaş medyanın esiri olmuş ve üretemez hala gelmiş bir nesil düşünün.
Düşünün ki asgari üçretlede olsa iş bulmuş,kendini şanslı sayan binlerce insan yaşam savaşı verirken, kendilerinin geleceğinden şüphe duyan gelecekten umudu olmayan insanlar.
Düşününki sayısızca insanı vergi, kredi ve fahiş faizlerle icralık bir geleceğe mahkum ettiğini düşünün.
Düşününki binlerce üniversite mezunu gelecek korkusuyla psikolojik terapiler alarak geleceğe hazırlandığını düşünün .
Ne sefalete, nede yoksulluğa dur diyen oluyor.Kendi kasalarını doldurup,havuzlu villalarda oturup,gemicikler alıp sonra da adına demokrasi diyerek halka yutturuyorlar .
Bu düzeni sonlandırmanın zamanı geldi.Bu da CUMHURİYET HALK PARTİSİ ve de KEMAL KILIÇTAROĞLU ile mümkündür.Ne diyor sayın Kılıçtaroğlu bizim iktidarımızda biz değil HALK zenginleşecek.Evet şimdi SOSYAL ADALETİ yeniden kurma zamanı.
SAYGILARIMLA.
NOT:Aşağıda CHP programından SOSYAL DEVLET.
SOSYAL DEVLET
YENİ SOSYAL REFAH DEVLETİ
Ana hedefimiz, çağdaş Sosyal Refah Devletini kurmak, tüm dar gelirlilere sosyal hizmet ile ulaşmaktır. Üretken tam istihdam ile işsizliğin ve yoksulluğun aşılması, eşitsizliklerle mücadele ve fırsat eşitliğinin sağlanması CHP’nin “YENİ SOSYAL DEVLET / KORUYUCU SOSYAL REFAH DEVLETİ ” anlayışının öncelikleridir.
“Yeni Sosyal Refah Devleti” yapılanması ile insanlara kendi tercihleri olan yaşam biçimlerinde fırsat eşitliği ve adil katılım olanakları sağlanacaktır. Bu süreçte insanların kişiliklerine saygı ve onurlarının hiçbir koşulda rencide edilmemesi temel alınacaktır.
CHP, “Yeni Sosyal Refah Devleti” ile “işsizlik, yoksulluk ve eşitsizliklerle” kararlı bir şekilde mücadele ederek; herkes için “daha adil ve refah düzeyi, daha yüksek bir toplum”, “daha huzurlu, özgür, güvenli ve kaliteli bir yaşam” öngörmektedir.
CHP’nin “işsizlik, yoksulluk ve eşitsizliklerle” mücadelede “önce insan” duyarlılığı içinde uygulamaya koyacağı Yeni Sosyal Refah Devleti, öncelikle ve özellikle aşağıda belirtilen beş konuda yükümlülük ve yönlendiricilik görevini eksiksiz üstlenecektir.
SAĞLIK VE EĞİTİM HİZMETLERİNDE FIRSAT EŞİTLİĞİ: Devletin gelir ve harcama politikaları, gelir dağılımını bozucu değil, düzeltici bir rol oynayacaktır. Devlet, asli görevleri olan sağlık ve eğitim hizmetlerinin toplumun tüm bireylerine ulaşmasını fırsat eşitliği ilkesi içinde sağlayacaktır.
İNSAN ONURUNA UYGUN ASGARİ ÜCRET: Tüm çalışanların, insan onur ve saygınlığına yaraşır bir gelir düzeyine kavuşturulması hedef alınacak, asgari ücret bu duyarlılığının etkin aracı olarak kullanılacaktır.
TÜM ÇOCUKLARIMIZA EĞİTİM HAKKI: Eğitimde Fırsat Eşitliği sağlanacak, kimsenin mali gücü hiçbir kademede eğitiminin engelini oluşturmayacak, hiçbir çocuğumuz eğitim sistemi dışında bırakılmayacaktır.
HERKES İÇİN SOSYAL ADALET, DENGELİ KALKINMA: Gerek çalışanlar, gerekse bölgeler arasındaki mevcut gelir dağılımı adaletsizlikleri hızla giderilecek, toplumun farklı katmanları arasında Sosyal Adalet sağlanacak, kalkınmada bölgeler arası dengesizlikler kapatılacaktır.
HERKESİ KAPSAYAN SOSYAL GÜVENLİK: Bütün yurttaşlar tüm yaşamları boyunca, “özürlülük, işsizlik, hastalık, yaşlılık, maluliyet, ölüm, iş kazası ve meslek hastalığı, bakıma ve korunmaya muhtaçlık” gibi risklere karşı Sosyal Güvenliğe kavuşturulacaktır.
HER AİLEYE SİGORTA, HER YOKSUL AİLEYE VATANDAŞLIK HAKKI ÖDEMESİ: Büyük kentlerden başlayarak, 10 yılda tüm ülkeyi kapsamak üzere Aile Sigortası uygulaması başlatılacaktır. Eş zamanlı olarak kırsal kesimde tüm en yoksul aileleri hedef alacak Vatandaşlık Hakkı Ödemesi uygulamasına geçilecektir.
YOKSULLUKLA ETKİN MÜCADELE, SIFIR AÇLIK: Böylelikle, ülkemizin tüm coğrafyasında Yoksullukla Mücadele etkin, ilkeli ve onurlu bir süreç olarak sürdürülecek; kimsenin yatağına aç girmemesi sağlanarak, Sıfır Açlık hedefine ulaşılacaktır.
Bu anlayış ve kararlılıkla oluşturulacak olan “YENİ SOSYAL REFAH DEVLETİ” ile, sadaka dağıtan, insanlığı zedeleyen devlet anlayışı yerine, “İnsan Onurunu Koruyucu” yeni bir Refah Toplumu düzeni kurulacaktır.
YOKSULLUKLA MÜCADELE
Hedefimiz, “sadaka dağıtan devlet” yerine, insan onuruna saygılı güçlü bir “sosyal refah devleti” yapılanması sağlayarak, ülkemizde “açlığa ve yoksulluğa” son vermektir.
ONUR KIRICI, SİYASETE BULAŞTIRILMIŞ YARDIMLARLA, SADAKA KÜLTÜRÜYLE YOKSULLUK YENİLEMEZ: Hedefimiz, Sosyal Refah Devleti temelinde politikalarla yoksulluğu yenmek, sıfır açlık hedefine ulaşmaktır.
HER BİREY “SOSYAL YARDIM ALMA HAKKINA” SAHİPTİR. Bu yardım kişinin toplumda, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşaması için verilir. Yoksullukla mücadele bu anlayışla sürdürülecek; bireyin ve ailenin onuru korunacak, insanın yoksulluğu teşhir edilmeyecek; yoksulun yoksulluğu, ona yapılacak yardımlar siyasi istismara alet edilmeyecektir.
ÜLKEDE SIFIR AÇLIK ORTAMININ YARATILMASI DEVLETİN GÖREVİDİR. Hiçbir vatandaşımız kendi elinde olmayan nedenlerle, yatağa aç girmemelidir.. Bunun gereği, özenle yerine getirilecektir.
YOKSULLUKLA MÜCADELE, “ÇALIŞMAKTAN KAÇINMA” ALIŞKANLIĞI YARATMAMALIDIR: Açlık veya yoksullukla mücadele için uygulamaya konacak programların kişilerde “tembellik eğilimi” veya “çalışmaktan ve sorumluluk üstlenmekten kaçınma alışkanlığı” yaratmaması özenle gözönünde tutulacaktır.
“EĞİTİM, SAĞLIK, ASGARİ SOSYAL GÜVENLİK HİZMETLERİ ÖDEME GÜCÜNE ENDEKSLENEMEZ: “Eğitim, sağlık, asgari sosyal güvenlik” gibi devletin temel hizmetleri çalışma hayatı üzerinden değil, vatandaşlık hakkının doğal kapsamı içinde, yurttaşın ödeme gücüne endeksli olmadan, ayrımsız olarak sağlanacaktır.
“YOKSULLUKLA” ÇOK YÖNLÜ MÜCADELE
HEDEFİMİZ ÜLKEMİZDE “SIFIR AÇLIK KOŞULLARINI” SAĞLAMAKTIR: Sosyal Refah Devleti sorumluluğu altında, AİLE SİGORTASININ, ilk aşamada büyük kentlerde, sonra köyü ve beldesiyle tüm Türkiye’de, VATANDAŞLIK HAKKI ÖDEMESİNİN ise, Aile Sigortasının tüm ülkede kurumsallaşmasına değin, tüm kırsal kesimde, hent varoşlarında, uygulamaya konulmasıyla, yoksulların ve yoksulluğun sömürülmediği, SIFIR AÇLIĞIN sağlandığı, kişilerin ve ailelerin insan onuruyla bağdaşır nitelikte sosyal yardım alma haklarını kullanabildikleri bir çağdaş düzen kurmaktır.
a. “AİLE SİGORTASI KURUMU” (AS-KUR) KURULACAK
YOKSULA YARDIM “HAK ANLAYIŞI” TEMELİNDE YAPILACAK: Yoksulluğu önleme gerekçesi adı altında yapılan yardımlar, “hak” anlayışının ötesine taşınmamalı, insan onurunu zedeleyen yöntemlerle sürdürülmemelidir. Mevcut yapının bu anlayışla yeniden ele alınması ve yapılandırılması gerekmektedir.
AİLE SİGORTASI KURUMU” (AS-KUR) KURULACAK: AS-KUR ile, yoksullukla mücadele, Sosyal Refah Devletinin temel politikasına dönüştürülecektir. Bu duyarlılık ve kararlılık içinde; Türkiye’nin 102 sayılı ILO Sözleşmesi kapsamında bugüne kadar uygulamaya geçirmediği tek sigorta kolu olan “Aile Sigortası” oluşturulacak, böylece sigorta kapsamındaki her aileye asgari gelir güvencesi sağlanacak,
“Aile Sigortası” ile yoksullukla mücadele bir Devlet politikasına dönüştürülecek, belli gelir düzeyinin altında
gelir elde eden, ya da geliri bulunmayan ailelerin onurları kırılmadan korunarak yaşamlarını sürdürmeleri sağlanacak,
Çeşitli kamu kuruluşlarının tümüyle eşgüdümsüz, dağınık ve politik beklentilerle yaptıkları yardımlara son verilecek, bu konuda yetki tümüyle Aile Sigortası Kurumuna devredilecek,
Öncelikle Türkiye genelinde sağlıklı bir “Yoksulluk Envanteri” çıkarılacaktır. Sosyal Hizmet Uzmanları bu envanter çerçevesinde “aile sigortası” kapsamına alınacak aileleri belirleyerek, uygulamayı ailelerle doğrudan temas halinde düzenli olarak izleyecekler,
Aile Sigortası uygulamasına büyük kentlerden başlanacak, ilk aşamada ayakta durmakta zorlanan “kadın ve çocuklardan oluşan ailelere, yalnız emekli veya yaşlılara, korumasız kesimlere ve engellilere” ulaşılacaktır. Aile sigortası, on yıl içinde tüm Türkiye genelinde aşama aşama yaygınlaştırılacak,
Aile Sigortası’ndan yararlanan ailelerin çocuklarının eğitim harcamalarının tümü, yurt parası dahil, bu sigorta kolundan ayrıca karşılanacak,
Türkiye İş Kurumu ve illerdeki Organize Sanayi Bölgeleri ile işbirliği yapılarak, özel sektörün de katkısı sağlanarak “Meslek Edindirme Kurslarına” öncelikle “Aile Sigortası” kapsamındaki ailelerin çocukları alınacak,
YOKSULLARA EKSİKSİZ SOSYAL GÜVENLİK SAĞLANACAK: “Aile Sigortası” aşamalı olarak tüm ülke coğrafyasını kapsarken, yoksul yurttaşları ikinci sınıf konumuna getiren “yeşil kart” uygulamasına kademeli olarak son verilerek, yoksulların sosyal güvenlikleri, diğer yurttaşlarla eşit konuma getirilecektir.
b. “VATANDAŞLIK HAKKI ÖDEMESİ”
KIRSAL KESİMDE VE KENT VAROŞLARINDA YOKSUL VE İŞSİZ AİLELERE YÖNELİK “VATANDAŞLIK HAKKI ÖDEMESİ YAPILACAK: “Aile Sigortası” tüm Türkiye’de uygulamaya geçirilinceye değin, kırsal kesimde yoksul ve işsiz ailelere yönelik “Vatandaşlık Hakkı Ödemesi” yapılacaktır
“Vatandaşlık Hakkı Ödemesi”nin temel amacı, uygulaması büyük kentlerde başlatılacak olan Aile Sigortası’nın on yıl içinde tüm Türkiye’de yaygınlaştırılmasına kadar, kırsal kesimdeki gerçek yoksulların koruma altına alınarak kimsenin yatağa aç girmemesini sağlamak, ülke genelinde Sıfır Açlık koşullarına ulaşmaktır.
“Vatandaşlık Hakkı Ödemesi” olarak, Aile Sigortası kapsamına henüz alınmamış olan ve kırsal kesimde açlık veya derin yoksulluk koşullarında sıkışmış, kayıtlı koşullarda çalışan bir ferdi olmayan tüm ailelere, pozitif ayrımcılık ilkesi uygulanarak, durumlarında iyileşme sağlanıncaya değin her ay asgari ücret düzeyinde ödeme yapılacaktır.
“Vatandaşlık Hakkı Ödemesi” öncelikle doğrudan ailenin annesinin banka hesabına yatırılarak yapılacak, uygulama objektif kriterlerle Sosyal Refah Devletinin temel bir sorumluluğu olarak sürdürülecektir. Proje, muhtarların, sosyal hizmetler kurumunun ve bağlı sosyal hizmetler uzmanlarının yakın gözetiminde uygulanacaktır.
c. SOSYAL REFAH DEVLETİ’NİN DİĞER UYGULAMALARI DA, YOKSULLUKLA MÜCADELEYE GÜÇ KATACAKTIR.
“7000 GÜNDE EMEKLİLİK”: Emeklilikte, işçiler için getirilen 9000 günlük prim ödeme gün sayısı 7000 güne indirilecektir.
İŞSİZLERE PRİM DESTEĞİ: İşsiz kalanlar, işsizlik ödeneği aldıkları sürece sigorta primleri İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacaktır.
YOKSULLARA PRİM DESTEĞİ: “Aile sigortası” kapsamındaki ailelerin ve diğer “yoksulluklarını beyan edenlerin” sosyal sigorta primleri, merkezi yönetim bütçesinden karşılanacaktır.
NÜFUS KAĞIDINI GÖSTEREN, SAĞLIK HİZMETİNE ULAŞACAK: Her yurttaş sadece nüfus cüzdanını kullanarak, sağlık sigortasından yararlanabilecek, yurttaşlarımızın sağlığı “ödeme gücü boyunduruğundan” kurtarılacaktır.
EMEKLİYE REFAHTAN PAY: Emeklilere milli gelir artışından pay verilmemesi uygulaması kaldırılacak, emekli yurttaşlarımızın da ikinci sınıf yurttaş konumuna düşmeden milli gelir artışından pay almaları sağlanacaktır.
EMEKLİLERİN SOSYAL GÜVENLİK DESTEK PRİMİNE SON: Emeklilerin tekrar çalışmaları halinde aylıklarından kesilen sosyal güvenlik destek primi uygulamasına son verilecektir.
DUL VE YETİMLERE ASGARİ AYLIK: Dul ve yetimlerin yaşam güvencesi olarak “asgari aylık” uygulaması sürdürülecektir.
ÖZÜRLÜLERE PRİM DESTEĞİ: Sakatlık oranı %60’ın üzerinde olan özürlülerin, sosyal güvenlik primleri devlet tarafından karşılanacaktır.
MESLEKİ EĞİTİMDE SİGORTA DESTEĞİ: Meslek liselerinde okuyan öğrenciler, primleri devlet tarafından ödenerek tam gün sigortalanacaklardır.
ÇALIŞAN MAHKUMLAR SİGORTALI OLACAK: Cezaevinde çalışıp, gelir elde eden mahkumlar da sigortalı olma hakkını elde edeceklerdir.
EMEKLİLERİN “İNTİBAK YASASI” ÇIKARILACAK: Çok prim ödeyenin düşük, az prim ödeyenin de fazla aylık aldığı geçmiş uygulamalar düzeltilecektir.
ÇALIŞMA YAŞAMINDA KAYITDIŞILIK SORUNU AŞILACAK: Halen %50 düzeyini aşmış bulunan çalışma yaşamındaki kayıtdışılık, hızla AB ülkeleri düzeyine indirilecektir.
HERKESE SOSYAL GÜVENLİK
TEK ÇATIDA, HERKES İÇİN GÜÇLÜ SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ: Hem aktüeryal açıdan “sürdürülebilir” kılınacak, hem de “tüm yurttaşlarımıza yaşam güvencesi sağlayacak” güçlü bir Sosyal Güvenlik Sistemi oluşturulacaktır.
SOSYAL GÜVENLİK İÇİN YENİ YASA: Türkiye gerçekleriyle bağdaşmayan “Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası” yeniden düzenlenerek, kurumlar arası eşitsizlikler giderilecektir.
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİ GERÇEK ANLAMDA TEK ÇATI ALTINA ALINACAK; “İşsizlik Sigortası” ve “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu” da, SSK, BAĞ-KUR ve Emekli Sandığı ile beraber bu Tek Çatı altında yer alacak, tek çatılı Sosyal Güvenlik Kurumu, güncel politikaların dışına çıkarılacak; göstermelik değil, gerçekten idari ve mali özerkliğe kavuşturulacaktır.
HERKESE SOSYAL GÜVENLİK: Ülkemizde sosyal güvenliği olmayan yurttaş, sigortası olmayan aile bırakılmayacak, insan onuruna saygılı yeni bir sosyal güvenlik anlayışı sosyal devletin vazgeçilmez unsurunu oluşturacaktır.
AİLE SİGORTASI BAŞLATILACAK: Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 102 sayılı “Sosyal Güvenliğin Asgari Normları” sözleşmesinde yer alan normlardan “Aile Sigortası” yoksulluk ve açlıkla mücadelenin temel kurumu olarak uygulamaya geçirilecek; yoksul aileler sosyal koruma altına alınacaktır.
KAYIT DIŞI ÇALIŞANA SOSYAL GÜVENLİK: Ev hizmetlerinde çalışanlar dahil, kayıt dışı istihdam edilmekte olan herkesin kayıt içine alınarak Sosyal Güvenlik Sistemi kapsamına dahil edilmesi hedef alınacaktır.
MESLEKİ EĞİTİME SOSYAL GÜVENLİK DESTEĞİ: “Meslek lisesinde okuyan gençlerimiz”, eğitim hayatları boyunca "tam zamanlı sigortalı" sayılacak, sosyal güvenlik primleri devlet tarafından ödenecektir.
YURTDIŞINDA ÇALIŞANLARA SOSYAL GÜVENLİK HAKKI: Yurtdışında çalışan vatandaşlarımızın o ülkelerde kazandıkları sosyal güvenlik hakları ilgili ülkelerle yapılacak anlaşmalarla korunacak, bunlardan Türkiye’de emekliliğe hak kazananların kesin dönüş şartı aranmadan emekli olmaları sağlanacaktır.
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNE YETERLİ KAMU DESTEĞİ: Devletin sosyal güvenlik sistemine kaynak desteği, AB ülkelerine göre çok sınırlı düzeydedir. Bütçeden sosyal güvenlik sistemine yapılacak destekleme, sosyal devlet olmanın gereği olarak her yıl kademeli olarak artırılacaktır.
İŞSİZLİK SİGORTASININ TABANI GENİŞLETİLECEK, UYGULAMASI ETKİNLEŞTİRİLECEK:
İşsizlik Sigortası ödemelerine hak kazanma kolaylaştırılacak, ödeme taban ve tavanı yükseltilecek, ödemelerin daha uzun süre verilmesi sağlanacaktır.
İşsizlik sigortasında biriken kaynak, işsizlikle mücadelenin sağlıklı bir aracı haline getirilecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder